İçeriğe geç
Anasayfa » OKUL » 10. Sınıf » Sayfa 2

10. Sınıf

Bu kategoride 10. sınıf Biyoloji konularına yer verilmiştir.

Güncel Çevre Sorunları

 

Çevre kirliliği

  • Güncel çevre sorunları konusunun temel kavramı çevredir.
  • Çevre, insan ve diğer organizmaların yaşamları boyunca etkileşim içerisinde oldukları ortamdır.
  • Günümüzde doğal kaynakların tüketim hızı oluşum hızından daha fazladır.
  • Her geçen gün doğaya karışan zehirli madde miktarı artmakta ve bunun sonucunda  ekolojik denge bozulmaktadır.

1- Hava kirliliği

  • Canlıların en verimli şekilde yaşayabilmeleri için atmosferdeki gazların oranı belli bir düzeyde olmalıdır (Oksijen %21, azot %78, karbondioksit %0,03).
  • Fosil yakıtların kullanımı sonucu oluşan baca, egzoz, fabrika gazları bu oranı değiştirmektedir.
  • Tüm bunların sonucunda insan da dahil tüm canlılar bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.

 

hava-kirliligi-guncel-cevre-sorunlari

 

Hava kirliliğinin sonuçları

 

Sera etkisi ve küresel ısınma

  • Atmosferi geçerek dünyaya ulaşan güneş ışınlarının bir bölümü yansımaktadır.
  • Yansıyan ışınların bir bölümü atmosfer tarafından tutulur ve bu enerji ısıya dönüşür. Bu olaya sera etkisi denir.

 

kuresel-isinma-guncel-cevre-sorunlari

 

  • Hava kirliliği sonucu artan CO2, CO ve metan gazı gibi moleküller, ışık ışınlarının gerekenden fazla tutulmasına neden olur.
  • Bu durum sonucunda dünya ortalama atmosfer sıcaklığında artış görülür.
  • Söz konusu bu duruma küresel ısınma denir.
  • Küresel ısınma aynı zamanda küresel iklim değişikliklerine neden olmaktadır.
  • Bu değişimler sonucunda buzullar erir ve buna bağlı olarak okyanus ve deniz seviyesinde yükselmeler olur.
  • Bununla birlikte, kullanılabilir tarım arazileri azalır, yağış düzeni bozulur ve sel, heyelan, erozyon olaylarında artış meydana gelir.
  • Tüm bu olumsuzluklar doğal yaşamın dengesini bozar.

Ozon kirliliği

  • Ozon kirliliği, atmosferin üst tabakalarında olması gereken ozon moleküllerinin, atmosferin yeryüzüne yakın olan tabakalarında birikmesidir.
  • Bu birikim, insanda solunum sistemi rahatsızlıklarına neden olurken, bitkilerde verim düşüklüğü ve meyve çürümelerine sebep olmaktadır.

Ozon tabakasının incelmesi

  • Ozon tabakası, dünyayı güneşin zararlı ışınlarından korumaktadır.
  • Hava kirliliği sonucunda atmosferdeki ozon tabakası zarar görür ve ozon tabakası incelir.
  • Bu durum, zararlı güneş ışınlarının yeterince süzülememesine neden olur.
  • Bu duruma bağlı olarak cilt kanseri, güneş yanığı, görme bozukluğu vakalarında artış meydana gelir.

Asit yağmurları

  • Hava kirliliği sonucu atmosferdeki azot ve kükürt oranı artar.
  • Bu gazlar oksijen ile tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asite dönüşür.
  • Atmosferde oluşan bu asidik moleküller, yağmur damlalarına geçer ve bu yolla yeryüzüne inerek canlılara zarar verir.

 

asit-yagmuru

 

  • Asit yağmurları kullanılabilir yer üstü ve yeraltı sularını kullanılamaz hale getirir.
  • Bu durumdan bitkiler ve hayvanlar zarar görür.
  • Asit yağmurları sonucunda suda yaşayan canlıların yapısında ağır metaller birikir.

 

asit-yagmuru-agac

 

Hava kirliliği nasıl önlenir?

  • Hava kirliliği ormanları korumak, ağaçlandırmayı arttırmak, petrol türevli yakıt kullanımını azaltmak, baca ve egzozlarda filtre kullanmak ve mümkün olduğunca toplu taşıtları kullanmakla önlenir.

 

yenilenebilir-enerji

 

Güncel çevre sorunları

 

2- Su kirliliği

  • Evsel ve endüstriyel atıklar, asit yağmurları, kanalizasyon atıklarının yanlış akıtılması, aşırı suni gübre kullanımı su kirliliğinin nedenlerindendir.

 

su-kirliligi-guncel-cevre-sorunlari

 

  • Asit yağmurları ve yanlış gübreleme yöntemleri sonucunda toprak ve yeraltı sularında azot ve fosforlu bileşikler artmaktadır.
  • Yağmur ve yeraltı sularına karışan bu moleküller göl gibi durgun sulara ulaştığında bu sularda alg ve yosun türü canlıların artmasına neden olur.
  • Suyun üst kısmında artış gösteren bu canlılar, güneş ışınlarının suyun derinlerine ulaşmasını önler.
  • Bu durumda, suyun alt bölümlerde fotosentez faaliyetleri durduğundan göldeki oksijen eksikliğine bağlı olarak bitki, balık ve diğer canlılarda toplu ölümler meydana gelir.
  • Toplu ölümler sonucu meydana gelen biyolojik atıkların çürütülmesi sonucu suda çökelme (Sedimentasyon) ve kokuşma meydana gelir. Bu duruma ötrifikasyon denir.

Otobiyolojik temizleme

  • Otobiyolojik temizleme kirlenmiş suyun yine aynı ortamda yaşayan canlılar tarafından temizlenmesidir.
  • Temizleme faaliyeti sırasında oksijenli solunum yapıldığından, sudaki oksijenin belli bir seviyenin altına düşmemesi için bu faaliyetin sınırlı mikrarda olması gerekir.
  • Kirlenmiş suların kullanımı sonucu kolera, tifo gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır.
  • Su kirliliğini önlemek için kanalizasyon sistemleri iyileştirilmeli, evsel ve fabrika atıkları arındırılmalı, tarım ilaçlarının kontrolsüz kullanımı engellenmeli, asit yağmuru oluşumuna sebep olan etkenler ortadan kaldırılmalıdır.

3- Toprak kirliliği

  • Bitkisel canlıların su ve mineral ihtiyacını karşılayan toprağın kirlenmesi, zincirleme olarak tüm canlıları olumsuz etkilemektedir.
  • Bu durumda kirlenmiş toprağın verimliliği de azalmaktadır.

 

pestisit-herbisit-guncel-cevre-sorunlari

 

  • Toprak kirliliğinin sebepleri olarak asit yağmurları, aşırı gübre kullanımı, aşırı kentleşme gösterilebilir.

  • Toprak kirliliğini önlemek amacı ile organik tarım teşvik edilmeli.

  • Doğayı kirletici atıkların geri dönüştürülebilir hale getirilmesi amaçlanmalıdır.

4- Ses kirliliği

  • Ses, maddelerin titreşimi sonucu oluşan bir enerjidir.
  • Ses seviyesi 65 desibeli aştığında insanı rahatsız edici seviyelere ulaşmış olur.
  • Bu duruma ses kirliliği denir.
  • Günümüz yaşam şartlarında gürültü ve ses kirliliğinde artış görülmektedir.
  • Bu durum stres, dikkatsizlik, işitme sorunlarına sebep olmaktadır ve bunun sonucunda insan yaşam kalitesi düşmektedir.

5- Radyoaktif kirlilik

  • Doğal radyoaktif maddeler değişik (Barışçıl veya barışçıl olmayan) amaçlarla kullanılmaktadır.
  • Kontrollü ve bilinçli kullanımda zararlı olmayan bu enerji kaynağı, yapılabilecek hatalar sonucu çok tehlikeli ve uzun vadeli zararlara yol açabilir.

 

radyoaktif-kirlilik

 

  • Nükleer tesisler özellikle yerleşim alanlarının ve su, besin kaynaklarının uzağına kurulmalıdır.

  • Güneş ışınları ile doğal olarak gelen radyoaktif ışınlardan korunabilmek için ozon tabakasının da korunması gerekmektedir.

  • Doğal radyasyon, güneşten yayılan ışınlardan kaynaklıdır.
  • Yapay radyasyon, radyoaktif maddeleri, enerji, sağlık ve savunma sektöründe kullanımı ile yayılan ışınlardan kaynaklanır.

Erozyon

  • Erozyon uzun süreçler sonucu meydana gelen toprağın özellikle su etkisi ile yer değiştirmesidir.
  • Toprağın, olduğu yerde kalabilmesi bitki örtüsünün varlığına bağlıdır.
  • Bitki örtüsünün özellikle insan eli ile yok edilmesi sonucu toprak, tutunacak zemini kaybeder ve fiziksel (Su, rüzgar) etkilerle yer değiştirir.

 

erozyon

 

  • Tarımsal alanların aşırı arttırılması, ormanların yok edilmesi, küresel iklim değişiklikleri sonucu meydana gelen seller, aşırı rüzgarlar, yanlış sulama yöntemleri, erozyonu arttırmakta ve verimli toprak alanlarının yok olmasına sebep olmaktadır.
  • Söz konusu kontrolsüz toprak hareketleri aynı zamanda barajların kısa sürede toprakla dolmasına ve kullanım ömrünün planlanandan daha önce tamamlanarak enerji verimliliğinin düşmesine sebep olmaktadır.
  • Yeşil alanların arttırılması ve daha modern sulama yöntemlerinin kullanılması erozyonu azaltır.

Orman yangınları

  • Orman yangınları yıldırım düşmesi, aşırı sıcaklık gibi doğal yollarla olabileceği gibi insan eli ile de gerçekleşebilir.
  • Bilinçli veya ihmal sonucu, uzun yıllar içerisinde oluşan ormanlar çok kısa bir süre içerisinde yok olmaktadır.

 

orman-yanginlari-guncel-cevre-sorunlari

 

  • Orman tahribatı aynı zamanda bu ortamda yaşayan diğer canlıların da olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.
  • Bitki örtüsü çığ, erozyon ve heyelan gibi olayları azaltıcı etki yapar.
  • Ormanlar atmosferin oksijen dengesinin sağlanmasında, fotosentez yaparak çok önemli katkılarda bulunur.

 

Ekolojik ayak izi

  • Güncel çevre sorunları konusunun bir diğer başlığı da ekolojik ayak izidir.
  • İnsan, ihtiyaçlarını gidermek için doğadan yararlanmaktadır.
  • Bu yararlanma sırasında insan doğal kaynakları tüketmektedir.
  • Tüketim ile geri dönüşüm dengeli olduğu sürece doğa kendini yenileyebilir.
  • Tüketim sonucu kullanılan verimli toprak ve su alanlarının yenilenebilmesi gerekir.
  • Ekolojik ayak izi, doğal kaynakların sadece doğrudan kullanımı değil, tükettiğimiz ürünlerin üretimi için harcanan doğal kaynakları da kapsamaktadır.
  • Birincil ayak izi, evsel, ısınma ve ulaşım amacı ile kullanılan doğal kaynaklara olan etkidir.
  • İkincil ayak izi, ürünlerin endüstriyel olarak üretilmesinden kaynaklanan ve daha geniş çaplı olan etkidir.

Karbon ayak izi

  • Karbon ayak izi, bireyin yaşamını sürdürürken bir yıllık zaman diliminde doğaya salınmasına sebep olduğu CO2 miktarıdır (Kg veya ton cinsinden).
  • Solunum, ulaşım, ısınma, endüstriyel üretim, salınan CO2’in kaynağıdır.
  • Aşırı tüketim bu etkenlerin artmasına ve karbon ayak izinin büyümesine neden olmaktadır.

Su ayak izi

  • Temel ihtiyacımız olan kullanılabilir suyun miktarı doğada sınırlıdır.
  • Bundan dolayı su kaynakları çok verimli bir biçimde kullanılmalıdır.
  • Kullandığımız her ürünün üretimi sırasında su kaynakları da tüketilmektedir.
  • Bu durum su ayak izimizi büyütmektedir.

Su ayak izi kategorileri

Mavi: Kullanılan tatlı su miktarı.

Yeşil: Kullanılan yağmur suyu miktarı.

Gri: Kirlenmiş suyun temizlenmesi için harcanan su miktarıdır.

 

Sürdürülebilirlik (2022 TYT’de soruldu)

  • Güncel çevre sorunları konusunun bir diğer başlığı da sürdürülebilirliktir.
  • Doğal kaynaklar, yenilenebilen ve yenilenemeyen kaynaklar olarak ikiye ayrılır.
  • Yenilenebilen kaynaklar hava, orman, su, besin, toprak ve sıcak sudur.
  • Yenilenemeyen kaynaklar ise fosil yakıtlar (Doğalgaz, kömür, petrol) ve madenlerdir.
  • Yenilenemeyen kaynakların oluşumu çok uzun yıllar aldığından, tüketim hızına karşılık veremez ve bu kaynaklar doğada zamanla azalır.
  • Doğal kaynakların gelecek nesillerin de kullanabileceği şekilde ihtiyaca göre kullanılmasına sürdürülebilirlik denir.
  • Yaşam için çok önemli olan su, toprak, ormanların sürdürülebilirlik açısından özellikle korunması ve kendini yenileyebilmesi sağlanmalıdır.

Su kaynaklarının sürdürebilirliği

  • Su, hayatımızın çok farklı alanlarında kullandığımız çok önemli bir kaynaktır.
  • Nüfus artışına bağlı olarak suya olan ihtiyaç ve suyun tüketimi de artmaktadır.
  • Kullanılabilir tatlı su kaynakları sınırlı olup kirlilikten dolayı kalitesi de düşmüş durumdadır.
  • Küresel ısınma nedeni ile buharlaşma artmış durumdadır.
  • Tüm bu etkenler, ulaşılabilir su kaynaklarının azalmasına neden olur.
  • Kullanılabilir su kaynaklarının azalmasına karşılık, gereksiz su tüketimi önlenmeli, tarımda verimli sulama yöntemleri uygulanmalı, su kirliliğine sebep olan etkenler ortadan kaldırılmalıdır.

Toprağın sürdürülebilirliği

  • Toprak, besin ihtiyacımızın büyük bölümünü karşıladığımız çok önemli bir kaynaktır.
  • Su gibi toprak da sınırsız miktarda değildir.
  • Sadece üretim amaçlı düşünülmemeli, doğal yaşam ortamlarında da bitkisel ve hayvansal canlıların yaşamı için toprağın çok önemli bir unsur olduğu unutulmamalı.
  • Değerli fakat sınırlı olan toprağın korunması adına tarımsal faaliyetlerin modern ve sürdürülebilir olarak uygulanması gerekmektedir.
  • Heyelana sebep olabilecek unsurlar ortadan kaldırılmalıdır.
  • Toprağın su mineral dengesi korunmalı ve verimliliğini arttırıcı tedbirler alınmalıdır.
  • Uygun gübreleme yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Toprağın doğal bitki örtüsü korunmalıdır.
  • Tarım arazileri ihtiyaca göre oluşturulmalıdır.
  • Planlı şehirleşmeye gidilmelidir.
  • Atıkların doğaya salınımında toprak kullanılmamalıdır.

Ormanların sürdürülebilirliği

  • Ormanlar doğal yaşamın vazgeçilmez unsurudur.
  • Ormanlar, içerisinde barındırdığı çok sayıda bitki ve hayvan türü sayesinde, ekosistemin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır.
  • Ormanların, atmosferin oksijen dengesinde, erozyonu önlemede, iklimler üzerindeki etkisi, rüzgarın olumsuz etkisini engellemesi açısından bakıldığında korunması için gerekli olan tüm önlemlerin alınması gerekmektedir.

 

Güncel çevre sorunları

 

Sürdürülebilirlik için dikkat edilmesi gerekenler

  • Nüfus artışı ile ihtiyaçlar ve tüketim de artmaktadır.
  • Ekolojik ayak izini azaltmak için alınması gereken önlemler araştırılmalı ve uygulanmalıdır.
  • Sınırsız tüketim anlayışı yerine ihtiyaca göre tüketim yoluna gidilmelidir.
  • Teknolojik gelişim ile enerji ihtiyacı artmaktadır.
  • Bu artıştan dolayı doğal kaynakların tüketimi de artmaktadır.
  • Farklı canlı türlerinin yaşamlarına saygı gösterilmelidir.
  • Tarımsal faaliyetlerden daha fazla verim alabilmek için tarım ilaçları (Pestisit) kullanılmakta ve bunun sonucunda doğaya zarar verilmektedir.
  • Bu kimyasallar yerine biyolojik mücadele tercih edilmelidir.
  • Suni gübreleme sınırlı tutulup doğal gübreleme uygulanmalıdır.
  • Organik tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır.
  • Erozyona sebep olabilecek etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
  • Toplu taşıma araçları kullanılarak doğaya salınan zararlı gazların miktarı azaltılmalıdır.
  • Tüketimde geri dönüşüm özelliği olan ürünler tercih edilmelidir.

 

Biyolojik çeşitliliğin (Biyoçeşitlilik) yaşam için önemi

  • Tür içi, türler arası kalıtsal farklılıklardan kaynaklanan biyolojik çeşitlilik ekosistemleri zenginleştirmektedir.
  • Biyolojik çeşitlilik ve tür çeşitliliği birbirini destekleyen iki unsurdur.
  • Biyoçeşitliliğin zenginliği, insanların bu çeşitlilikten yararlanmasını da beraberinde getirir.
  • Tür çeşitliliğini tehlikeye atmadan değişik üretim sektörlerinde (Sağlık, tarım, kereste, kağıt) canlılardan yararlanılabilir.
  • Dünyada yaşayan çok sayıdaki canlı türünün yayılışında iklimsel şartlar, canlının adaptasyon yeteneği, besin dağılımı ve çeşitliliği etkili olmaktadır.
  • Kutuplardan ekvatoral bölgeye gidildikçe canlı çeşitliliğinde artış görülmektedir.
  • Türlerin sayı ve çeşidinin azalma eğiliminde olmasının temel sebebi, insanın bilinçsiz ve aşırı avlanması ve çevre kirliliğine sebep olmasıdır.
  • Bu azalış geri dönülemez noktalara gelmeden insanlar bu konuda bilinçlendirilmelidir.
  • Tüketim her zaman olacaktır ve doğal bir durumdur fakat önemli olan bunun sürdürülebilir olmasıdır.
  • Unutulmamalıdır ki doğal kaynaklar sınırsız değildir.

Endemizm

  • Dünyanın belli ve dar bir bölgesinde varlık gösteren türlere endemik tür denir.
  • Endemik türler o bölgede ortaya çıkmayıp göç yolu ile o ortamı kendilerine yaşam alanı olarak seçmiş olabilir.
  • Türün ilk ortaya çıktığı ve yayılış gösterdiği alanlara gen merkezi denir.

 

Biyolojik çeşitliliği azaltan insan faaliyetleri

  • Aşırı nüfus artışı ve nüfusun dengesiz dağılımı.
  • Piknik alanlarından veya kasıtlı olarak çıkarılan orman yangınları, ulaşım amaçlı ve enerji elde etmek için yapılan yol ve barajların canlı yaşam alanlarına dikkat edilmeden inşa edilmesi.
  • Plansız gerçekleştirilen turizm ve madencilik faaliyetleri, hayvancılık faaliyetlerinde aşırı otlama, fosil yakıtların aşırı kullanımı ve hava kirliliği.
  • Eğitimsizlik ve bilinçsizlikten kaynaklanan, canlıların yaşamına saygı göstermeme, biyolojik çeşitliliği tehdit eden en önemli unsurlardır.
  • Bazen, tahribatın boyutu doğanın kendi kendini yenilemesine izin vermeyebilir.
  • Bu durumda restorasyon ekolojisi çalışmaları yapılarak tahribatın geri dönüşlü olması sağlanabilir.
  • Örneğin, yangın veya madencilik faaliyetleri sonucu yok olmaya yüz tutmuş ormanların ağaç dikimi ile eski haline gelmesi sağlanabilir.
  • Biyolojik çeşitliliği tehdit eden bir unsur da istilacı türlerdir.
  • Dışarıdan göç ederek gelen ve uyum yeteneği, dayanıklılığı çok olan bu türler, yeni geldiği ortamda sayısını çok hızlı bir şekilde arttırır ve zayıf türlerin yok olmasına veya dışarıya göç etmesine sebep olur.

 

Güncel çevre sorunları

 

Biyokaçakçılık

  • Biyokaçakçılık, ender rastlanan ve yasa dışı piyasada yüksek fiyatlara alıcı bulan türlerin yaşamını sürdürdüğü ülkeden başka ülkelere kaçırılmasıdır.
  • Bu canlı türleri, doğal yaşam ortamlarından alınır ve yok olma tehlikesi yaşar.
  • Bu canlılar götürüldükleri yeni ortamlara uyum sağlayamayabilir veya istilacı tür etkisi göstererek başka türlerin yok olmasına sebep olabilir.

 

Biyoçeşitliliği korumak

  • İnsanın doğaya verdiği zararın sonucunda ekolojik denge bozulur ve bu durumdan tüm canlı türleri olumsuz etkilenir.
  • Ekosistemi oluşturan hayvansal (Fauna) ve bitkisel (Flora) canlılar bu olumsuz şartlara karşı kendilerini yenileyebilir.
  • Söz konusu olan yenileyebilme gücü sınırlıdır ve bir yerden sonra türler yok olabilir.
  • Yok olma tehlikesi içinde olan ve çok az rastlanan türlerin korunması amacı ile günümüzde gen bankaları kurulmuştur.
  • Saklanan örnekler bitki tohumu, hayvan embriyosu veya üreme hücresi (Sperm veya yumurta) olabilir.

 

Konu Testi

Ekosistem Ekolojisi

Ekosistem Ekolojisi

Ekolojik kavramlar

Ekoloji

  • Canlıların birbirleri ile ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalı.

Ekolog

  • Ekoloji bilimi ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanı.

Popülasyon

  • Belirli bir alanda yaşayan aynı türün oluşturduğu topluluk.

Komünite

  • Belirli bir alan içerisinde yaşamlarını sürdüren canlılar topluluğdur.

Ekosistem

  • Canlı ve cansız varlıkların etkileşim içerisinde oldukları belirli alanlar.
  • Ekosistem = Komünite + cansız çevre.

Biyosfer

  • Dünyada yaşamın görüldüğü tüm alanlar.
  • Biyosfer = ekosfer = küresel ekosistem.

 

biyosfer

 

Biyotop

  • Canlı topluluklarının (Komünite) hayatlarını ideal bir şekilde sürdürebildikleri geniş alanlardır.

Biyom

  • Benzer iklim koşullarına bağlı olarak gelişen ve yaygın olarak görülen bitki örtüsüdür.

Ekoton

  • Farklı popülasyon ya da komünitelerin kesişim alanlarıdır.
  • Bu alanlarda tür çeşitliliği, rekabet, tolerans, madde döngüsü hızı, kesişim alanları dışında kalan bölgelere göre daha fazla, canlı sayısı ise daha azdır (Su ekotonlarında bu durum geçerli değildir).

Habitat

  • Bir canlının doğal olarak yaşamını sürdürdüğü bölgedir.
  • Farklı türlerin habitatları aynı olabilir.
  • Ekosistemde aynı habitatı paylaşan türler zamanla değişebilir.

Ekolojik niş

  • Bir canlının yaşamını sürdürdüğü ortamda yerine getirmesi gereken görevdir (Üretici, tüketici, ayrıştırıcı).
  • Bu görev aynı zamanda o canlının ortamdan yararlanma şeklini de belirler.

 

 

Ekosistem Faktörleri

 

ekosistem-unsurlari

 

a- Cansız (Abiyotik) faktörler

1- Işık

  • Fotosentez tepkimelerinde mutlaka gereklidir.
  • Mor ve kızıl ötesi ışınlardan canlılar zarar görür.
  • Bu ışınların verdiği zararlar canlıların genetik yapısını bozar.
  • Bu zararı en aza indirmek ozon tabakasının görevidir. 
  • Yeryüzü şekilleri ve dünyanın güneşe göre farklı konum alması, güneş ışınlarının yeryüzüne farklı şiddet ve miktarda düşmesine neden olur.
  • Bu durum canlıların yeryüzündeki dağılımını etkiler.
  • Yükseklere çıkıldıkça atmosfer tabakası inceldiğinden ozon tabakasının koruyuculuğu da azalır.
  • Bu bölgelerdeki canlılar güneşin zararlı ışınlarından daha çok etkilenir.

Uzun gün bitkileri

  •  Çiçeklenmek için güneş ışığına 12 saatten daha fazla ihtiyaç duyan bitkilerdir.

Kısa gün bitkileri

  • Çiçeklenmek için güneş ışığına 12 saatten daha az ihtiyaç duyan bitkilerdir.

Nötr bitkiler

  • Çiçeklenmek için gün ışığı süresinden etkilenmeyen bitkilerdir.

2- Sıcaklık

  • Tüm canlılar metabolik faaliyetlerinde enzim kullanır.
  • Enzimlerin çalışma hızı sıcaklıktan etkilenir.
  • Isınan hava yükselir, soğuyan hava alçalır ve bu durum hava hareketlerine sebep olur.
  • Farklı sıcaklıktaki bölgelerde bu sıcaklığa uygun canlılar yaşamaktadır.
  • Sıcaklık değişimleri canlıların gece aktif olmalarına (Çöl canlıları), farklı ortamlara göç etmelerine, kış uykusuna yatmalarına neden olur.

Dormansi

  • Hava sıcaklığının düşmesi sonucu bitkilerde metabolizmanın minimum düzeye inmesi ve büyüme, gelişmenin durmasıdır.

3- İklim

  • Geniş bir alanı etkileyen ve belli bir bölgede uzun süre etkili olan hava koşullarıdır.
  • İklim değişiklikleri canlıların yeryüzüne dağılımını ve tür çeşitliliğini etkiler.

Makroklima

  • Büyük iklim katmanları (Kurak, ılıman)

Mikroklima

  • Küçük iklim katmanları (Orman altı alanlar)

Klimatoloji

  •  İklimleri inceleyen bilim dalı.

4- Toprak ve mineraller

  • Toprak, kayaçların rüzgar ve sularla aşınması sonucu oluşur.
  • Toprak, bazı canlılara yaşama alanı sunar (Köstebek, toprak solucanı)
  • Toprak bitkiler için su kaynağıdır.
  • Toprak katmanlarına horizon denir.
  • Tarımsal faaliyetler sonucu toprakta azalan mineraller gübreleme ile arttırılır.
  • Daha uzun vadeli çözüm ise birer yıl ara ile ekim yapmamaktır (Nadasa bırakma).
  • Her bitki, kendi ihtiyacına uygun toprak çeşidinde yetişir ve yayılır.
  • Hayvansal canlılar da doğada bu bitki çeşitliliğine göre yayılım gösterir.

5- Su

  • Fotosentez, kemosentez ve sindirim gibi metabolik faaliyetlerde su gereklidir.
  • Canlılar suyu boşaltım, terleme, solunum gibi faaliyetlerle doğaya verir.
  • Dünyanın %70’lik bölümü sularla kaplı iken bu suyun ancak %5’i tatlı sudur.
  • Buharlaşma ile atmosfere karışan su yoğunlaşır ve tekrar yeryüzüne iner.
  • Yağış miktarı ve şekli (Yağmur, kar, dolu) canlıların yeryüzüne dağılışları üzerinde etkili olmaktadır.

 6- pH – pOH

  • Bir ortamın pH – pOH değeri üzerinde etkili olan faktörler asit yağmuru, aşırı gübre kullanımı, kimyasal atıklardır.
  • Bu değişime her canlı aynı tepkiyi vermez.
  • Bir canlı çevresel değişimlere ne kadar iyi cevap verirse o canlının tolerans aralığı (Hoşgörü) da o kadar geniştir.
  • Yani bir canlının tolerans aralığı ne kadar geniş ise doğada hayatta kalma şansı o kadar çoktur.

Performans eğrisi

  •  Çevresel faktörlerin değişimine canlının gösterdiği tepkiyi gösteren grafiktir.

 

b- Canlı (Biyotik) faktörler

  • Canlı faktörler, canlının ekosistemdeki nişlerine (Görevlerine) göre ayrılır.

1- Üreticiler

  • İnorganik molekülleri kullanarak organik besin üreten canlılardır.
  • Gerçekleştirdikleri faaliyetlerle (Fotosentez) hem kendilerine hem de tüketicilere besin ve oksijen kaynağı olurlar.
  • Atmosferin CO2 dengesini sağlarlar.
  • Besin zincirinin ilk basamağında yer alır ve biyokütlesi en çok olan canlı grubudur.
  • Bitkisel üreticiler, karasal ortamların üreticileridir ve kök yapıları sayesinde erozyonu önlemektedirler.
  • Dünyanın büyük bölümünü kaplayan su ekosistemlerindeki siyanobakteri ve algler (Fitoplankton) en büyük sucul üreticilerdir.

 

ototrof-ekosistem-ekolojisi

 

2- Tüketiciler

  • Besinlerini kendileri üretemeyip hazır alan canlılardır.
  • Bir canlı yalnızca üreticilerle beslenirlerse 1. derece, üretici ve 1. derece tüketicilerle beslenirlerse 2. derece, 1. derece ve 2. derece tüketicilerle beslenirse 3. derece tüketici canlı grubuna dahil olur.

1.derece tüketiciler

  • Otçul (Herbivor) canlılar yalnızca üretici canlılarla beslenir.

2.derece tüketiciler

  •  Etçil (Karnivor) canlılar, 1. derece tüketicilerle beslenir.

3.derece tüketiciler

  • Hepçil (Omnivor) canlılar, 1. ve 2. derece tüketicilerle beslenir.

 

heterotrof-ekosistem-ekolojisi

 

3- Ayrıştırıcılar (Saprofit / çürükçül)

  • Doğada oluşan organik atıkları özel enzimleri ile parçalayarak inorganik maddelere dönüştüren canlılar.
  • Bu sayede ayrıştırıcılar organik artıkların doğada birikimini önlemiş olur

 

saprofit-ekosistem-ekolojisi

 

  • Ayrıştırıcıların doğadaki madde döngüsünde kilit görevleri vardır.
  • Bu yüzden ayrıştırıcılar besin zincirinin her basamağında yer alır.
  • Sadece karasal ortamda değil, sucul ortamda da ayrıştırıcı canlılar bulunur.
  • Bazı mantar türleri (Maya, küf) ökaryotik ayrıştırıcılarken, bazı bakteri türleri ise prokaryotik ayrıştırıcılardır.
  • Ekosistemde ayrıştırıcı canlıların azalması durumunda, inorganik madde azalır, organik maddeler ise birikir (Organik kirlilik).
  • Bunun sonucunda doğadaki organik madde döngüsünde yavaşlama olur.

 

Canlılarda beslenme ilişkileri

  • Ekosistem ekoloji konusunun bir diğer başlığı da beslenme ilişkileridir.

 

beslenme-sekilleri-biyoljix

 

1- Ototrof (Üretici)

  • Fotosentez veya kemosentez tepkimeleri ile inorganik maddeleri kullanarak ihtiyaç duydukları organik besini kendisi üreten canlılardır.

 

ureticiler-ekosistem-ekolojisi

 

2- Ototrof – Heterotrof (Üretici – tüketici – Miksotrof)

  • İhtiyaç duydukları organik besinleri hem hazır alan hem de kendisi üretebilen canlılardır.
  • Bu tür canlılar üretim faaliyetini yalnızca fotosentez yaparak (Kemoototrof olanı yoktur) gerçekleştirir.
  • Bu canlılara örnek olarak böcekçil bitkiler (heterotrofluğu tartışmalıdır) ve öglena gösterilir.

 

otortrof-ve-heterotrof

 

3- Heterotrof (Tüketici)

  • Besinlerini üretici canlılardan hazır alan canlılar.

 

tuketiciler

 

a- Holozoik beslenme

  • Gelişmiş yapılı hayvansal canlılarda görülen bir beslenme şeklidir.
  • Holozoik beslenen canlılar tükettikleri besin çeşidi, ağız diş yapıları ve sindirim sistemi farklılıklarına göre ayrılırlar.

Otçul (Herbivor)

  • Bitkisel kaynaklı besin tüketen canlılardır. Örneğin İnek, keçi, koyun.

Etçil (Karnivor)

  • Hayvansal kaynaklı besin tüketen canlılardır. Örneğin aslan, kedi, kartal.

Hepçil (Omnivor)

  • Hem bitkisel hem de hayvansal kaynaklı besin tüketen canlılardır. Örneğin ayı, fare, insan.

b- Çürükçül beslenme (Ayrıştırıcılık / Saprotrofluk)

  • Saprotrof canlılar ekosistemin devamlılığında önemli görevler alır.
  • Bazı bakteri, mantar ve protistalar saprotroftur.
  • Saprotrof canlılar ölmüş organizmaları, hücre dışı sindirim enzimlerini kullanalarak parçalar.
  • Bu canlılar proteinleri yapıtaşına kadar sindirir ve oluşan aminoasitleri hücresel solunumlarında kullanır.
  • Bu faaliyetleri sonucu saprotrof canlılar organik molekülleri inorganik moleküllere dönüştürür.
  • Böylece saprotrof canlılar doğadaki madde döngüsünün kesintiye uğramasını engellemiş olur.

 

Ekosistemde madde döngüsü ve enerji akışı

  • Ekosistem ekolojisi konusunun bir diğer başlığı da enerji akışıdır.
  • Ekosistemlerde madde döngüsel olarak dolaşırken enerji tek yönlü bir akış halindedir.

 

ekosistemde-madde-enerji-akişi

 

Biyokütle (Biyomas)

  • Biyokütle besin piramidinin her bir trofik düzeyindeki toplam organik madde miktarıdır.

Besin piramidi (2023 TYT’de soruldu)

  • Ekosistem ekolojisi konusunun önemli başlıklarından birisi de besin piramitidir (enerji piramitidir).
  • Besin piramiti, tabanda üreticilerle başlayan, tepesinde ise son tüketicilerin olduğu bir yapı bütünüdür.
  • Enerji ve madde kayıplarını gösteren şekle enerji piramiti denir.
  • Üreticilerden son tüketicilere gidildikçe üreme hızı ve canlı sayısı azalırken, gelişmişlik ve organizasyon yeteneği artmaktadır.
  • Üreticilerden 3. derece tüketicilere doğru gidildikçe canlı büyüklüğü genellikle artmaktadır.

 

besin-piramidi-ekosistem-ekolojisi

 

  • Besin piramidinde bir üst trofik düzeye çıkıldığında biyokütle (Biyomas) ve aktarılan enerji miktarı azalmaktadır.
  • Bir üst trofik düzeye çıkıldıkça biyolojik birikim artar (2019 TYT’de soruldu).
  • Ayrıştırıcı organizmalar organik bileşikleri inorganik hale dönüştürdüklerinden dolayı bu canlılar enerji akışının kesilmesine sebep olur.
  • Besin piramidinde, bir üstteki trofik düzeye geçişte %90’lık enerji kaybı (%10 enerji aktarımı) görülür.

Trofik düzey (Beslenme basamakları)

1.trofik düzey: Üreticiler

2.trofik düzey: 1. derece tüketiciler

3.trofik düzey: 2. derece tüketiciler

4.trofik düzey: 3. derece tüketiciler

 

Besin zinciri

  • Besin zincirlerinde, organik besinlerin yapısındaki enerji, beslenme yolu ile üreticilerden son tüketicilere geçer.
  • Besin zinciri uzadıkça aktarım sırasında meydana gelen enerji kaybı artar, verimlilik ise düşer.
  • Çeşitliliğin daha fazla olmasından dolayı su ekosistemlerindeki besin zinciri kara ekosistemlerinden daha uzundur.

Parazit zincir

  • Bu tür zincirlerde ilk canlı üretici olmak zorunda değildir.
  • İnsan – kene – bakteri – virüs

Saprofit zincir

  • Bu tür besin zincirleri ölü organizmalardan ayrıştırıcılara doğru bir yön izler.

 

besin-zinciri-biyolojix

 

Besin ağı (2021, 2023, 2024 TYT’de soruldu)

  • Besin ağı, birden fazla besin zincirinin bir araya gelmesi sonucu oluşan karmaşık beslenme ilişkileridir.

 

besin-agi-biyolojix

 

Kilit taşı tür (2023 AYT’de soruldu)

  • Ekosistemde yok olduğunda veya tamamen dışa göç ettiğinde ekosistemin tamamını olumsuz etkileyen türdür.
  • Kilittaşı türün sayısı az da olsa aynı etkiyi gösterir.
  • İstilacı tür, ekosisteme dışarıdan katılıp hızla çoğalan türdür (Çekirge).
  • Bu tür canlılar ekosistemin dengesini bozar.
  • Gösterge (Belirteç – indikatör) tür, değişen ortam şartlarına en az direnç gösteren ve yok olma riski en çok olan türdür.
  • Biyolojik birikim, üreticilerden tüketicilere doğru artar ve son tüketicilerde en yüksek değerine ulaşır.
  • Bundan dolayı biyolojik birikimden en büyük zararı son tüketiciler görmektedir.

 

Madde döngüleri

  • Ekosistem ekolojisi konusunun bir diğer başlığı da madde döngüleridir.

1- Su döngüsü

  • Su molekülleri, ısındıklarında gaz formuna dönüşüp buharlaşır ve atmosfere karışır.
  • Bu su buharı, atmosferin soğuk tabakalarından geçerken yoğunlaşır ve yeryüzüne yağmur, kar veya dolu şeklinde yağar.
  • Canlılardan doğaya solunum, terleme ve boşaltım yolu ile de su geçişi gerçekleşir.

 

su-dongusu-ekosistem-ekolojisi

 

2- Karbon döngüsü

  • Karbonun döngüdeki en yaygın formu CO2 ve CO’tir.
  • Fotosentetik ve kemosentetik canlılar CO2’i kullanır.
  • Oksijenli solunum, etil alkol fermantasyonu ile atmosfere CO2 verilir.

 

karbon-dongusu-ekosistem-ekolojisi

 

  • Atmosferdeki CO2 oranı %0,03‘tür. Bu oran, fosil yakıtların (Kömür, petrol, doğalgaz) aşırı kullanımı sonucu artmaktadır.
  • Kireç taşının aşınması ile de CO2 oluşur.
  • Atmosfer karbon oranının artması, atmosferde tutulan güneş enerjisini arttırır.
  • Bu durum sera etkisinin gerekenden fazla oluşmasına neden olur.
  • Bu durum dünya ortalama sıcaklığının artması sonucunu doğurur.
  • Bu duruma küresel ısınma denir.

 

sera-etkisi-ekosistem-ekolojisi

 

3- Azot döngüsü

  • Atmosferde %78 oranında azot gazı bulunur (Serbest azot).
  • Canlılar azotun bu formunu doğrudan kullanamazlar.
  • Kullanılamayan azotun toprağa aktarılmasına azot fiksasyonu denir.

 

azot-dongusu

 

Kimyasal azot fiksasyonu

  • Serbest azot, şimşek oluşumu sırasında açığa çıkan enerji kullanılarak oksijenle birleşir ve yağmur damlalarına karışarak toprağa aktarılır.

Biyolojik azot fiksasyonu

  • Baklagil köklerindeki nodüllerde yer alan rhizobium bakterileri ve siyanobakteriler havadaki serbest azotu toprağa bağlar.
  • Çürükçül canlılar ölü organizmaları ayrıştırmaları sonucu açığa aminoasit çıkar.
  • Bu canlıların açığa çıkardıkları bu aminoasitleri hücresel solunumlarında kullanmaları sonucu açığa amonyak (NH3) çıkartırlar (Pütrifikasyon).
  • Canlılar amonyağı doğrudan kullanamazlar.
  • Bu yüzden amonyak, farklı yöntemlerle kullanılabilir hale dönüştürülür.
  • NH3 + H = NH4 (Amonyum).
  • Bitkiler, kökleri ile amonyumu alarak azot ihtiyaçlarını karşılar.

Nitrifikasyon

  • Amonyak kemosentetik canlılar (Bazı bakteri ve arkeler) tarafından nitrit ve nitrata dönüştürülür.
  • Bu olaya nitrifikasyon denir.
  • Kemosentetik canlılar oksijenli solunum yapmaktadır.

Denitrifikasyon

  • Nitrat tuzlarının denitrifikasyon bakterileri tarafından serbest azota dönüştürülerek atmosfere verilmesidir.
  • Denitrifikasyon bakterisi oksijensiz solunum yapar.
  • Nitrifikasyon toprak verimini arttırırken, denitrifikasyon, toprak verimini azaltır.

 

Konu Testi

Ders Videosu

KALITIM

Kalıtım ve biyolojik çeşitlilik

  • Tüm canlılar sahip oldukları özellikleri, oluşturacakları bireylere aktarma ihtiyacı duyar.
  • Bu özellikleri aktarma faaliyetine kalıtım denir.
  • Söz konusu özelliklerin oluşumunu, biyokimyasal yapısını, aktarım biçimini inceleyen bilime ise genetik denir.

Gen

  • Kalıtım bilimine de adını veren gen kavramı, canlıların sahip oldukları ve dış özelliklerin temel belirleyicisidir.
  • Gen, DNA molekülünü oluşturan nükleotitlerin çeşitli sayı ve sıradak düzenlenmiş parçalarıdır.

 

alel-gen

 

Karakter

  • Karakter, genler tarafından belirlenen, üreme yolu ile bir sonraki canlıya aktarılan (Kalıtılabilen) özellikler bütünüdür.
  • Karakter, özellikleri kapsamaktadır, yani daha genel bir kavramdır.

 

karakter-ozellik

 

  • Alel gen, homolog kromozomlarda karşılıklı olarak yer alan ve atasal bireyler tarafından (Anne-baba / parental) aktarılan gen çiftidir.
  • Alel geni oluşturan genler aynı karakteri kalıtır.
  • Bir canlının sahip olduğu ve yeni nesillere aktarabildiği genlerin tümüne genotip denir.
  • Canlıların sahip oldukları özelliklerin dışa yansımış şekline fenotip denir.
  • Fenotip, genotip tarafından belirlenir.

Baskın (Dominant) gen

  • Aynı karakteri kalıtan genlerden etkisini daha sık gösteren gen baskın gen adını alır.
  • Baskın gen büyük harf (A) ile ifade edilir.

Çekinik (Resesif) gen

  • Aynı karakteri kalıtan genlerden, etkisini daha seyrek gösteren gen çekinik gen adını alır.
  • Çekinik gen küçük harf (a) ile ifade edilir.

Homozigot karakter

  • Karakteri oluşturan her iki genin aynı olması durumudur (AA veya aa).

Heterozigot karakter

  • Karakteri oluşturan genlerden birinin baskın (Dominant) diğerinin ise çekinik (Resesif) olması durumudur (Aa).

 

Tüm bu kavramları bir örnekle açıklayacak olursak

  • İnsan göz rengi karakteri çok çeşitli özellikte (Kahverengi, ela, yeşil, mavi, siyah v.s) olabilir.
  • Örneğin kahverengi göz özelliği baskın (K), mavi göz özelliği ise çekiniktir (k) bir gen ile kalıtılır.
  • Hem anneden hem babadan baskın gen (K) gelirse çocuk homozigot baskın (KK) kahverengi genotipe sahip olur.
  • Eğer anne ve babadan farklı genler (K ve k) gelirse çocuk heterozigot baskın (Kk) kahverengi genotipe sahip olur.
  • Eğer anne ve babadan çekinik gen (k) gelirse çocuk mavi göz rengine (kk) sahip olur.
  • Karakteri oluşturan genler heterozigot durumda ise baskın ifadesini kullanmaya gerek yoktur.
  • Çekinik fenotipli bireyi ifade ederken ise homozigot ifadesini kullanmaya gerek yoktur.

 

Kalıtım

 

Olasılık ilkeleri

1- Bağımsız olayların sonuçları da bağımsızdır.

  • Bir ailenin doğacak çocuğunun cinsiyeti %50 kız veya %50 erkektir.
  • Diyelim ki bir ailenin ilk çocuğu kız oldu, bu durum ikinci çocuğun kız veya erkek olma olasılığını etkilemez, yani ikinci çocuk yine %50 olasılıkla kız veya erkek olur. 

2- Bağımsız iki olayın bir arada gelme olasılığı, ayrı ayrı gelme olasılıklarının çarpımına eşittir.

  • Bir ailenin ilk çocuğunun erkek olma olasılığı 1/2, ikinci çocuğunun da erkek olma olasılığı 1/2’dir.
  • Ar arda doğan iki çocuğun da erkek olma olasılığı 1/2 X 1/2 = 1/4’tür.

 

Mendel ilkeleri

1- Benzerlik (Tek tip) yasası

  • “f1” dölünün kendi içinde çaprazlanması sonucu oluşacak yeni bireyler benzerlik gösterir.

 

benzerlik-yasasi

 

2- Ayrılma yasası

  • Bir karaktere ait alellerin birbirlerinden ayrılma olasılıkları eşittir.

 

ayrilma-yasasi

 

3- Bağımsız dağılım yasası

  • Farklı karakterlerin alelleri gametlere birbirinden bağımsız olarak dağılır (Genlerin bağımsız olduğu kabul edilir).
  • Mendel, çalışmalarını yaptığı zamanlarda krossing over, bağlı gen, eş baskınlık ve çok alellilik kuralları bilinmediğinden çıkarım yaptığı sonuçlar bu özelliklerle uyum göstermeyebilir.

 

Mendelin çalışmalarında bezelye bitkisini seçme nedenleri?

  • Bezelye çabuk döl veren, hızlı yetişen, dış görünüşü çeşitli biçimlerde olan, bağımsız genlerden oluşan karakterlere sahip bir bitkidir.
  • Mendel, bezelyeyi çok sayıda üretmiş ve buradan elde ettiği bilgileri istatistik bilimini kullanarak sayısal verilere dökmüştür.
  • Bezelye, kendi kendini dölleyebilmesine (Erselik) rağmen Mendel, daha fazla çeşitlilik elde edebilmek için bezelyeleri çapraz tozlaşma (Genetik çaprazlama) ile üretmiştir.

 

Gamet Çeşidi Bulma

Alellerin gametlere taşınması

  • İnsanın vücut hücrelerinde 2n=46 kromozom vardır.
  • Kromozomlar üzerinde binlerce gen ve bu genlerin belirlediği çok sayıda karakter vardır.
  • Kromozom sayısından daha fazla gen olması, bazı genlerin farklı kromozomlar üzerinde yer almasına neden olur.
  • Aynı karaktere etki eden alel genler, aynı kromozomun karşılıklı lokuslarında (Özel bölge) yer alır.
  • Farklı karakterlere etki eden genler aynı kromozomda yer alsa dahi bu genler karşılıklı olarak konumlanmamıştır.
  • Aynı kromozomda taşınan genlere bağlı, farklı kromozomlarda taşınan genlere ise bağımsız gen denir.
  • Tüm genleri bağımsız olan bir hücrenin kromozom sayısı ile gen sayısı aynıdır.
  • Sorularda aksi belirtilmediği sürece genlerin bağımsız olduğu kabul edilir.
  • Bağlı genlerin olduğu eşey ana hücresinden (2n), oluşacak gametlere (n) ayrı ayrı gidebilmeleri için krossing – over olayının gerçekleşmesi gerekmektedir.
  • Mayoz bölünme geçirecek olan eşey ana hücresi diploit (2n) kromozom takımına sahiptir.
  • Bu hücrenin mayoz bölünme geçirmesi sonucu oluşacak üreme hücreleri (Gamet) ise haploit (n) kromozomludur.
  • Diploit ve haploit hücre tipinde aynı sayıda karakter çeşidi olmasına rağmen eşey ana hücresinde, üreme hücresine göre iki kat daha fazla genetik materyal vardır.
  • Bunun nedeni, diploit (2n) hücrelerde her karakter iki gen tarafından temsil edilirken, haploit (n) hücrelerde aynı karakter yalnıca bir gen ile temsil edilmesidir.
  • Bir karakteri oluşturan gen çifti, benzer genlerden (Homozigot) oluşmuşsa (AA veya aa) bu karakterden tek çeşit gamet elde edilir.
  • Bir karakteri oluşturan gen çifti, farklı genlerden (Heterozigot) oluşmuşsa (Aa) bu karakterden iki çeşit gamet (A veya a) elde edilir.

 

bagimsiz-gen-yasasi

 

 

fenotip-ve-genotip-cesidi

 

  • Tüm karakterleri homozigot olan bir eşey ana hücresinden ancak bir çeşit gamet elde edilir.

 

homozigot-karakter-kalitim

 

  • Heterozigot yapılı çok sayıda bağlı gen, krossing – over geçirmediği sürece ikiden fazla gamet çeşidi oluşturamaz.

 

heterozigot-karakter-kalitim

 

 

krossing-over-kalitim

 

Kalıtım

 

Çaprazlamalar (Hibritleştirme)

1- Monohibrit çaprazlama

  • Çaprazlama esasında, iki bireyin eşeyli üremesidir.
  • Tek karakter bakımından yapılan çaprazlamaya monohibrit çaprazlama denir.
  • Ebeveynlere parental (p), ilk çaprazlama sonucu oluşan yavrulara “f1” dölü denir.
  • “f1” dölünün kendi arasında çaprazlanması sonucu oluşan nesle “f2” dölü denir.

 

monohibrit-caprazlama-kalitim

 

2- Dihibrit çaprazlama

  • Dihibrit çaprazlama, iki karakter bakımından heterozigot olan (AaBb x AaBb) bireylerin çaprazlanmasıdır.

 

punnet-tablosu

 

Kontrol çaprazlama (Test çaprazlaması)

  • Baskın fenotipe (A) sahip olan bireyin genotipi heterozigot veya homozigot (Aa veya AA) yapıda olabilir.
  • Bireyin hangi genotip yapısına sahip olduğunu dış görünüşüne bakarak çoğu zaman anlayamayız.
  • Baskın fenotipli bireyin genotipini anlamanın yolu, bireyi çekinik fenotipine (a) sahip olan başka bir birey ile çaprazlamaktır.
  • Yapılan tüm çaprazlamalar sonucu baskın fenotipli bireyler oluşursa araştırdığımız bireyin homozigot baskın genotipli (AA) olduğu ortaya çıkar.
  • Yapılan çaprazlamalar sonucu hem baskın (Aa) hem de resesif (aa) fenotipli bireyler oluşursa, araştırdığımız bireyin heterozigot baskın (Aa) genotipli olduğu ortaya çıkar.

 

kontrol-caprazlama-kalitim

 

Eş baskınlık (Kodominantlık)

  • Eş baskın karakteri oluşturan genlerden birisi diğerine baskın değildir.
  • Eş baskın genler bir araya geldiğinde karakter üçüncü bir genotip, aynı zamanda üçüncü bir fenotip almış şekilde karşımıza çıkar.
  • Örneğin, insanda M N kan grubu sistemine göre kişi MM genotipine sahip ise fenotipi M, NN genotipine sahip ise fenotipi N olarak kendini gösterir.
  • Kişi MN genotipine sahip ise fenotipi MN (Üçüncü fenotip çeşidi) şeklinde kendini gösterir.
  • Eş baskın karakterlerde her bir genotip çeşidi farklı bir fenotip çeşidini ortaya çıkarır.

 

esbaskinlik-kalitim

 

  • M-N kan grubu sisteminde antikor oluşmaz.
  • Bu karakter dikkate alınarak yapılan kan nakillerinde herhangi bir sorun çıkmaz.
  • Bu tür karakterlerin ayrışım oranı 1:2:1’dir.

 

Kalıtım

 

Çok alellilik

  • Çok alellilik, bir karakteri belirleyen alel sayısının ikiden fazla olması durumudur.
  • Alel sayısı ikiden fazla olsa da bir bireyde bunlardan en fazla iki tanesi bulunabilir.

Örneğin

  • Himalaya cinsi tavşanların kürk rengini belirleyen 4 alel gen (C, cch, ch, c) vardır.

 

cok-alellilik-kalitim

 

  • Bu genlerin aralarındaki baskınlık sıralaması > cch > ch > c  şeklindedir.
  • Çok alellilikte genotip çeşidi n x (n+1) / 2  formülü ile hesaplanır (n alel sayısı).
  • Heterozigot genotip sayısı ise n x (n-1) / 2 formülü ile hesaplanır.
  • Fenotip çeşidi, alel sayısı ile eş baskın sayısının toplamına eşittir.

Himalaya tavşanının kürk rengi bakımından sahip olabileceği genotip çeşitleri şunlardır:

  • CC, Ccch, Cch, Cc, cchcch, cchch, cchc, chch, chc, cc = 10 çeşit genotip

 

Kan grupları

  • İnsan kan grubu (A, B, O, Rh) karakteri hem eş baskınlık hem de çok alelliliğe örnek içerir.
  • A ve B alelleri alyuvar hücrelerinde antijen oluşumunu sağlar.
  • O aleli, antijen oluşumunda etkili değildir (Toplamanın etkisiz elemanı “sıfır” gibi düşünülebilir).
  • Kan grubu AA veya AO ise o kişinin alyuvarlarında yalnızca A antijeni, BB veya BO ise B antijeni vardır.
  • Bir kişinin kan grubu AB şeklinde ise o kişinin alyuvarlarında hem A hem de B antijeni vardır.

 

antijen-kan-grubu

 

  • Kanda, antijenlere karşı antikor üretilir.
  • Kan plazmasında A antijenine karşı A antikoru, B antijenine karşı ise B antikoru üretilir.
  • Bu durum alyuvar hücrelerinin bir araya gelerek çökelmelerine (Aglütinasyon) sebep olur.

 

kan-alis-verisi-kalitim

 

  • Kan alış verişlerinde önemli olan vericinin antijeni, alıcının ise antikorudur.

  • Aglütinojen = Antijen, Aglütinin = Antikor

 

Rh faktörü

  • İnsanda kan grubunu belirleyen özelliklerden bir diğeri de Rh faktörüdür.
  • Rh faktörü, baskın ( R ) ve çekinik ( r ) olan iki farklı gen ile kalıtılır.

 

rh-faktoru-kalitim

 

  • Baskın genotipli kişilerin alyuvarlarında Rh antijeni vardır ve bu durum kişinin Rh+ (RR, Rr) fenotipine sahip olmasını sağlar.
  • Alyuvarlarında Rh antijeni taşımayan kişiler ise Rh- (rr) fenotiplidir.
  • Rh+ kana sahip olan birine yanlışlıkla Rh- kan verilirse, bu kişide Rh antijenine karşı Rh antikoru üretilir.
  • Rh+ kanın Rh- kana nakledilmesi durumunda olumsuz bir durum ortaya çıkmaz.
  • Rh antijeni içeren kana Anti – D serumu verildiğinde çökelme gerçekleşir.

 

Rh Kan uyuşmazlığı

  • Kan uyuşmazlığı, Rh+ baba ile Rh- annenin, Rh+ olan çocuğu arasında ortaya çıkan bir durumdur.
  • Rh faktörü açısından başka hiçbir ihtimalde uyuşmazlık görülmez.

 

kan-uyusmazligi-kalitim

 

  • Hamileliğin son dönemlerine kadar fetüsten anneye antijen geçmez.
  • Hamileliğin son dönemlerinde plasenta geçirgenliği arttığından fetüsün Rh antijeni annenin kanına geçebilir.
  • Bu durumda anne kanında, Rh antijenine karşı Rh antikoru üretilir.
  • İlk çocuk bu durumdan etkilenmez.
  • Annenin, cinsiyetine bakmaksızın ikinci çocuğu da Rh+ kana sahip olursa daha fetüs aşamasında, annede bir önceki çocuktan kaynaklı oluşmuş olan Rh antikorları ikinci çocuğun kanına karışır.
  • Bu durum, fetüs alyuvarlarının parçalanmasına (Eritroblastosis fetalis) neden olur.
  • Doğacak çocukta oksijen azlığına bağlı beyin hasarları meydana gelebilir.
  • İleri seviye vakalarda düşük (Ölü doğum) durumu gerçekleşebilir.
  • Kan uyuşmazlığının görülebilmesi için her durumda anne Rh- olmalı.
  • Baba heterozigot (Rr) Rh+ olursa bu ailenin doğacak çocuklarında %50 olasılık ile kan uyuşmazlığı görülür.

 

Kalıtım

 

Soyağaçları

  • Soyağacı, eşeyli üremenin sembolik şekiller kullanılarak gösterilmesidir.

 

soyagaci-amblem

 

  • Soyağacı uygulamasında erkek bireyler kare sembolü, dişi bireyler ise daire sembolü ile gösterilir.
  • Eşeyli üreyen iki bireyi belirtmek için temsili olarak iki bireyin arasına çizgi çekilir.

 

soyagaci-2

 

  • Belirtilen özelliği (Soruya göre bu özellik hastalık da olabilir) gösteren (Fenotip veya genotipte) bireyler taralanır veya koyu renk ile belirginleştirilir.
  • Taralanması gerektiği halde taralanmayan veya tersi durumdaki bireyin mutasyon geçirdiği düşünülür.

 

Kalıtım

 

Eşey tayini

  • Sağlıklı bir insanda 44 adet otozom kromozom (Vücut kromozomları) ve 2 adet gonozom kromozom (Eşey kromozomları) olacak şekilde toplam 46 kromozom vardır.
  • Dişi bireyler 44+XX şeklinde, erkek bireyler ise 44+XY şeklinde ifade edilir.
  • Otozom kromozomlardaki karakterlerin (Göz rengi, kan grubu v.b) tümü tam homologtur (Çiftler halinde).
  • Buna göre otozomal kromozomlarda taşınan herhangi bir özelliğin dişi veya erkekte görülme olasılığı birbirine eşittir.

 

x-ve-y-kromozomu-kalitim

 

  • X ve Y kromozomları gonozom kromozom olarak adlandırılır.
  • Dişi bir bireyin oluşması için X gonozomu taşıyan sperm (22+X) hücresi ile yumurta (22+X) hücresi döllenmelidir (Tüm yumurta hücrelerinin gonozomu X’tir ).
  • Sperm hücrelerinin bazıları X (22+X) bazıları ise Y (22+Y) gonozomu taşır.
  • Buna göre yumurta hücresini Y (22+Y) gonozomuna sahip bir sperm döllerse cinsiyeti erkek olan birey oluşacaktır (İnsanda cinsiyeti sperm belirler).

 

Eşeye bağlı kalıtım (2020 AYT’de soruldu)

  • X ve Y kromozomları cinsiyete bağlı karakterleri kalıtan genleri taşır.
  • Söz konusu genlerin belirlediği karakterlere eşeye bağlı karakterler denir.
  • Dişi bireylerin gonozomları tam homolog olduğundan (XX) dişi bireyler her karakter ile ilgili bir çift gen taşır.
  • Erkek bireylerde gonozomlar tam homolog olmadığından (XY) erkeklerde bazı karakterler bir gen ile temsil edilir.

 

cinsiyete-bagli-kalitim

 

X ve Y’nin homolog bölgesinde taşınan karakterler

  • X ve Y kromozomlarının homolog bölgesinde kalıtılan karakterlere ait özelliklerin dişi ve erkekte görülme olasılığı eşittir.
  • Bu bölge ile ilgili soruları (Soyağacı, çaprazlama) otozomal kromozomlarda taşınan bir karakter sorusu gibi çözebiliriz.

 

x-ve-y-homoloh-bolge

 

X kromozomunun homolog olmayan bölgesinde taşınan karakterler

  • Bu karakterler yalnızca X kromozomuda yer alır.
  • Y kromozomunda bu karakter ile ilgili gen yoktur.
  • Erkek X kromozomunu anneden alır. 
  • Erkekte ilgili laraktere bağlı bir özellik görülüyorsa bunu kesinlikle annesinden almıştır.
  • Dişiler bu bölge ile ilgili karakterlere ait genleri hem anneden hem de babadan alır.

X Kromozumuna bağlı çekinik alellerin kalıtımı (2021, 2022, 2023 TYT’de soruldu)

  • Hasta bir dişi, hastalık genlerini hem anneden hem de babadan almıştır.
  • Hasta olan dişi bireyin hem babası hem de oğlu hastadır.

1- Kısmi renk körlüğü (Kırmızı yeşil renk körlüğü) (2019 TYT’de soruldu)

  • Kısmı renk körlüğüne sebep olan gen X kromozomunun homolog olmayan bölgesinde çekinik (r) bir genle taşınır.
  • Normal görme geni (R) ile temsil edilirken, kırmızı – yeşil renk körlüğü geni (r) ile temsil edilir.

 

renkkorlugu

 

  • Erkek bireyler bu özelliği anneden alır (Erkek X kromozomunu anneden alır).
  • Erkek bireyin sahip olduğu tek X kromozomunda çekinik genin olması hasta olması için yeterlidir.
  • Erkek bireyler bu karakter bakımından taşıyıcı olamaz.
  • Dişi bireyde bu karakter ile ilgili üç durum söz konusudur.
  • Dişi bireyin anne ve babasından aldığı X kromozomlarının her ikisinde de hastalık geni varsa renk körü, birinde var diğerinde yoksa taşıyıcı, her ikisinde de yoksa bu karakter bakımından sağlıklıdır.

2- Hemofililik (2024 TYT’de soruldu)

  • Hemofili hastalığının sebebi pıhtılaşmayı sağlayan proteinlerden bazılarının üretilememesidir.
  • Bu durum kanamaların, gerekenden daha geç durdurulmasına veya hiç durdurulamamasına sebep olur.

 

hemofili

 

  • Hastalığa sebep olan gen çekinik olup (r) X kromozomunda taşınır.
  • Pıhtılaşmayı sağlayan gen ise (R) ile temsil edilir.
  • Bu hastalığın erkek veya dişilerde görülme olasılığı kısmi renk körlüğü ile aynıdır.

3- Kas distrofisi: Yirmili yaşlara gelmeden ölümle sonuçlanan kas erimesi hastalığıdır.

X kromozomuna bağlı baskın alellerin kalıtımı (2021 TYT’de soruldu)

  • Bu hastalık (Bozuk dentin) baskın gen ile kalıtılır.
  • Erkek bireyin sahip olduğu tek X kromozomunda bu genin taşınması erkeğin hasta olması için yeterlidir.
  • Dişi bireylerde iki adet X kromozomu olduğundan bu hastalığın görülme olasılığı daha fazladır.

 

bozuk-dentin

 

  • Baskın özellik göstermeyen dişinin babası da bu özelliği göstermez.
  • Hasta erkeğin annesi ve kız çocukları da hastadır.
  • Hastalık babadan oğula geçmez.

Y kromozomunun homolog olmayan bölgesinde taşınan karakterler

  • Y” kromozomuna bağlı hastalıklar sadece erkek bireylerde ortaya çıkar.
  • Y kromozomunun homoloğu olmadığından hastalık geninin çekinik veya baskın olmasının bir önemi yoktur.
  • Hasta babanın oğlu da hastadır.
  • Bu bölgede kulak kıllılığı karakterine ait genler taşınır.

 

kulak-killiligi

 

Kalıtım

 

Akraba evliliği

  • Akraba olan bireylerin benzer genlere sahip olma olasılığı, akraba olmayan herhangi iki kişiye göre daha fazladır.
  • Bu durumda hastalığa sebep olabilecek genlerin yeni döllerde bir araya gelme olasılığı akraba evliliklerinde daha fazladır.
  • Çekinik bir karakterin ortaya çıkabilmesi için homozigot olması gerekir.
  • Bu karakter bir hastalığa sebep oluyorsa akraba evliliği sonucu ortaya çıkma ihtimali artar.
  • Sonuçta, akraba evlilikleri hasta bireylerin oransal olarak daha fazla olduğu bir toplum ortaya çıkarır.

 

Genetik varyasyonların biyolojik çeşitliliği açıklamadaki rolü

  • Varyasyon (Çeşitlilik) tür içi genetik farklılıklar olabileceği gibi o türün farklı ortamlara uyum (Adaptasyon) sağlamış popülasyonları arasındaki farklılıkları da kapsar.
  • Farklı iki DNA’nın bazı özelliklerinin bir araya gelmesi sonucu oluşan kalıtsal çeşitlenmelere rekombinasyon denir.
  • İç ve dış etkenlere bağlı olarak genlerin işleyişinde meydana gelen ve kalıtsal olmayan değişimlere modifikasyon denir.
  • Örneğin, vücut geliştirme sporu yapan kişinin kas kütlesi değişimi kalıtsal değildir.
  • Kalıtsal materyali içeren DNA’nın nükleotit sıralamasının değişimi sonucu meydana gelen ve çoğu ölümcül olan kalıtsal değişimlere mutasyon denir.
  • Mutasyona sebep olan (Yüksek sıcaklık, düşük pH, radyoaktif ışınlar, bazı kimyasallar, uyuşturucu madde) etmenlere mutajen, mutasyona uğramış organizmaya ise mutant denir.
  • Mutasyon, üreme hücrelerinde (Gamet) ortaya çıkarsa bu hücrelerden yeni bireylere kalıtsal olarak aktarılmış olur.
  • Mutasyona uğramış gen baskın ise öldürücü olacağından mutasyon, yeni bireylere aktarılamaz.
  • Mutasyona uğramış gen çekinik (Resesif) ve heterozigot durumda ise öldürücü olmayacaktır.