İçeriğe geç

Sinir Sistemi

 

Sinir Sistemi

  • Sinir sistemi, vücudumuzdaki doku ve organlarla bağlantı kurarak bu yapıları hem denetler hem de bu yapıların düzenli şekilde çalışmalarını sağlar.
  • Sinir sistemi birbiri ile bağlantılı üç işlevi yerine getirir. Bunlar;
  • Duyusal girdi (İç ve dış uyarıları algılama) → bütünleştirme (Duyusal girdiler işlenir, değerlendirilir) → motor çıktı (Uyarıya uygun tepki verilir)

 

Sinir doku

  • Sinir dokuyu sinir hücresi (Nöron) ve yardımcı hücreler (Nöroglia) oluşturmaktadır.
  • Nöroglia hücreleri nöronun beslenmesi, onarımı ve desteklenmesinde görev alır.
  • Sinir hücresinin zarına nörolemma, sitoplazmasına nöroplazma denir.
  • Nöronlar içten ve dıştan gelen uyarıları alma, değerlendirme ve oluşturulan cevapları ilgili kas veya beze iletme gibi görevleri yerine getirir.

 

Nöronun yapısı ve çeşitleri

  • Bir nöron temelde üç kısımdan oluşur. Bunlar hücre gövdesi, dendrit ve aksondur.

 

neuron-sinir-sistemi

 

1- Hücre gövdesi                

  • Hücre gövdesinden dendrit ve akson adını alan iki tip uzantı çıkış yapar.
  • Hücre gövdesinde nissl cisimcikleri ve mikrotübüllere rastlanır.
  • Sinir hücresi, hayvansal bir hücre olmasına rağmen sentrozom organeline sahip değildir.
  • Bundan dolayı sinir hücreleri bölünemez

2- Dendrit

  • Hücre gövdesinden çıkış yapan kısa uzantılara dendrit denir.
  • Dendritler nöronlar arası bağlantıyı kurar.
  • Dendritlerin çok sayıda olması nöronların daha etkin işlev görmesini sağlar.
  • Dendritler uyarı alan (Reseptör) doku veya organlara (Duyu organları) bağlıdır.

3- Akson

  • Hücre gövdesinden genelde bir adet uzanan ve dendritlere göre daha uzun olan bölüme akson denir.
  • Aksonlar, dendritlerin aldığı uyarıları tepki (Efektör) organına veya diğer nöronlara iletir.
  • Nöronların bir çoğunda aksonu saran ve schwann hücreleri tarafından oluşturulan schwann kılıfı vardır.
  • Aksonlardan, ikinci bir tabaka olan miyelin kılıf meydana gelir.
  • Miyelin kılıfın yağ ve protein içerir.
  • Miyelin kılıf uyartının (İmpuls) daha hızlı iletilmesini sağlar. 
  • Miyelin kılıfın koruyucu özelliği de vardır.
  • Merkezi sinir sistemini oluşturan sinirlerin büyük bir bölümü miyelin kılıfa sahiptir.
  • Buna karşılık çevresel sinir sistemi nöronları ağırlıklı olarak miyelinsizdir.
  • Miyelin kılıfın aksonda kesintiye uğradığı bölümler ranvier boğumu adını alır. 
  • Merkezi sinir sisteminde ara nöron, motor nöronun dendriti ve duyu nöronunun aksonu yer alır.
  • Çevresel sinir sisteminde duyu nöronunun akson ve gövdesi, motor nöronunun ise yalnızca aksonu yer alır.

Üç tip nöron vardır. Bunlar;

1- Duyu nöronu

2- Ara nöron

3- Motor nöron

 

Glia hücreleri

  • Glia hücreleri, sinir dokuyu destekleyici hücrelerdir.

Glia hücresi çeşitleri

Schwann hücresi: Çevresel sinir sistemi nöronlarına miyelin kılıf üretir.

Oligodendrosit: Merkezi sinir sistemi nöronlarına miyelin kılıf üretir.

Ependim hücreleri: Beyin ve omurilik sıvısını (BOS) üretir ve bu sıvının akışını düzenler.

Astrositler: Zararlı madde ve mikropların beyne ulaşmasını engelleyen bir bariyer oluşturur.

Mikroglia: Merkezi sinir sisteminin korunmasında görev alan makrofaj hücrelerini üretir.

 

İmpuls oluşumu ve iletimi (2023 AYT’de soruldu)

  • Nöronlar, çevrelerinden gelen uyarıları (Ses, ışık, koku, tat, sıcaklık) alabilecek yapıdaki hücrelerdir.
  • Bu uyarılardan herhangi birini alan nöronda bazı değişimler (Kimyasal ve elektriksel) meydana gelir.
  • Bu elektrokimyasal değişimler sonucu meydana gelen unsura impuls (Uyartı) denir.
  • Nöron içerisinde, dışına göre daha fazla sodyum iyonu yer alırken, aynı nöronun içerisinde dışına göre daha fazla potasyum iyonu yer alır.
  • Hücre içerisindeki anyonların hücre dışına göre daha fazla olması nöronun dış tarafının pozitif, iç tarafının ise negatif yüklü (Polarize durum) olmasını sağlar.
  • Oluşan bu yük farkına zar potansiyeli denir.
  • Nöronun dışındaki fazla sodyum içeriye, içerisindeki fazla potasyum dışarıya çıkma eğilimindedir.
  • Nöron, polarize durumunu koruyabilmek için sodyumpotasyum pompası ile aktif taşıma yaparak içeriye giren sodyumları dışarıya, dışarıya çıkan potasyumları içeriye gönderir.

 

zar-polarize

 

Bu mekanizma aşağıdaki gibi gerçekleşmektedir

1-  Sodyum – potasyum pompası ATP enerjisi ile aktif hale gelir ve sodyum iyonunu kendine bağlar.

2- Aktifleşen sodyum – potasyum pompası şekil değiştirerek sodyum iyonunu hücre dışına geri gönderir.

3- Sodyumu bırakan sodyum – potasyum pompası bu sefer potasyum iyonunu kendine bağlar.

4- Eski biçimine dönüşen sodyum – potasyum pompası, potasyum iyonunu hücre içerisine geri gönderir.

  • Zar potansiyelinde meydana gelen hızlı değişimler aksiyon potansiyelini oluşturur.

 

aksiyon-potansiyeli

 

İmpuls iletim mekanizması aşağıdaki gibi gerçekleşmektedir

1- Polarizasyon

  •  Polarize durumda voltaj kapılı iyon kanalları kapalıdır.
  • Bu durumda nöronun dışı pozitif içerisi ise negatif yüklüdür.
  • Bu olaya polarizasyon denir.

 

polar-1

 

2-Depolarizasyon

  • Zar potansiyelinin değişmesi sonucunda sodyum iyonlarının geçişine izin veren voltaj kapılı iyon kanalları açılır ve sodyum iyonları hücre içerisine girer.
  • Böylece hücre içerisi hücre dışına göre pozitif hale gelir.
  • Bu olaya depolarizasyon denir.
  • Bu değişim yeterli miktarda olduğunda hücrede aksiyon potansiyeli oluşur ve bu durum diğer kanalların da açılmasını sağlar.

 

polar-2

 

3- Repolarizasyon

  • Daha geç de olsa potasyumların hücre dışına çıkmasını sağlayan voltaj kapılı iyon kanalları açılır ve bu sayede potasyumlar hücre dışına çıkar.
  • Bu durumda hücrenin dışı tekrar pozitif yük ile yüklenir.
  • Bu olaya repolarizasyon denir.

 

polar-3

 

4- Hiperpolarizasyon

  • Son durumda, potasyum iyonlarının geçişine izin veren voltaj kapılı iyon kanallarının, sodyum iyonlarının geçişine izin veren voltaj kapılı iyon kanallarından daha fazla olması en baştaki duruma göre hücre dışının içine göre daha fazla pozitif yüklü olmasına sebep olur.
  • Bu duruma hiperpolarizasyon denir.

 

hiperpolarizasyon

 

  • Her uyarı nöronda impuls oluşturamaz.
  • Bir uyarının impuls oluşturabilmesi için sahip olması gereken en düşük enerji seviyesine eşik şiddeti (Eşik değer) denir.
  • Uyarının eşik değeri veya üzerinde olması nöronun vereceği tepki şiddetini değiştirmez.
  • Bu duruma ya hep ya hiç kuralı denir.
  • Bu kural tek bir nöron için geçerlidir.

 

esik-siddeti-sinir-sistemi

 

  • Bir sinir demetinde eşik şiddeti farklı seviyelerde nöronlar olduğundan, bu yapıda ya hep ya hiç kuralı geçerliliğini yitirir.
  • Uyarı şiddetinin arttırılması, daha çok nöronun uyarılmasına ve daha fazla impulsun oluşmasına neden olur.
  • Bu durum aynı zamanda tepki şiddetinin de artmasını sağlar.
  • Uyarının şiddeti, impulsun sayısını, frekansını (Sıklığını) ve uyarılan nöronun sayısını etkiler.
  • Uyarı şiddetinin devamlı artması, tepki şiddetinin de devamlı artacağı anlamına gelmez.
  • Bir nöronun aynı anda taşıyabileceği impuls sayısı sınırlıdır.
  • Ardı ardına gelen uyarılar, kimyasal etkenlerden dolayı iletimin belli bir noktadan sonra yavaşlamasına, dolayısıyla sinaptik iletimin yorulmasına neden olur.
  • Bir impulsun iletim yönü çoğu zaman dendritten aksona doğrudur.
  • İmpuls iletimi nöronda meydana gelen kimyasal ve elektriksel değişimler sonucu gerçekleşir.
  • İmpuls iletimi enerji gerektiren bir olaydır.
  • Sinir hücresi bu enerjiyi hücre gövdesinde gerçekleşen hücresel solunum tepkimelerinden elde eder.
  • Bu tepkimeler sırasında ATP, ısı ve karbondioksit artışı gözlemlenirken, glikoz ve oksijenin azaldığı görülür (Kimyasal değişim).

 

impuls-iletim-yönü

 

  • İmpuls iletimi sırasında aksonda iç ve dış iyon değişimi gerçekleşir.
  • Bu değişimler sırasında aksonda kutuplaşma (Polarizasyon) meydana gelir.
  • İmpulsun akson boyunca ilerlemesini sağlayan elektriksel etki, kutuplaşmada meydana gelen değişimler sayesinde meydana gelir.

 

İmpuls iletim hızını etkileyen faktörler

  • İmpuls, nöron boyunca sabit hızda ilerler.
  • Miyelin kılıf impulsun daha hızlı ilerlemesini sağlar.
  • Akson çapı arttıkça impuls iletim hızı da artar (Miyelin kılıf çapı arttırır)(2018 AYT’de soruldu).
  • İmpuls, iki ranvier boğumu arasında sıçrayarak ilerler.
  • Bu iletim şekline atlamalı iletim denir.
  • Atlamalı iletim impuls iletim hızını etkilemez.

 

impuls-iletim-hizi

 

Nöronlar arası impuls iletimi (Sinaps)

  • İki nöron arası veya nöronorgan arası meydana gelen kimyasal iletime sinaptik iletim denir.
  • Sinapsta iletimin yönü önceki nöronun akson ucundan sonraki nöronun dendritine doğrudur.
  • Sinaps bölgesinde, uyarıyı gönderen nörona presinaptik nöron, uyarıyı alan nörona postsinaptik nöron denir.
  • Önceki nöronun akson ucuna sinaptik yumru denir.
  • Bu yumrularda, içerisinde kimyasal yapılı nörotransmitter maddelerin (Serotonin, histamin, dopamin, asetilkolin, nöroadrenalin) olduğu sinaptik kesecikler vardır.
  • Bu kimyasal maddelere nörohormon da denir.

 

sinapsta-iletim-sinir-sistemi

 

  • Sinaps bölgesinde nöronlar birbirine temas etmez.
  • Nörotransmitter maddeler sinaps boşluğundan geçer.
  • Sinaptik keseciklerdeki nörotransmitter maddeler sinaptik boşluğu kat ederek (Kimyasal olduğundan yavaş ilerler) hedef nöronun dendritine ulaşır.
  • Hedef nöronun dendritinde kimyasal olarak başlayan iletim, aksonda elektrokimyasal olarak devam eder.
  • Bazı durumlarda impuls sinaps boşluğundan geçemez.
  • Bu duruma sinaptik direnç denir.
  • Sinaptik direnç bir çeşit kontrol mekanizmasıdır ve impulsun vücudun gerekmeyen bölgelerine iletilmesini engeller.
  • Sinaptik direnç sayesinde vücutta enerji tasarrufu sağlanır.
  • Bazı durumlarda bir impuls başka bir impulsun etkisini ortadan kaldırır.
  • Bu duruma engelleme denir.
  • Bazı durumlarda ise bir impuls başka bir impulsun etki gücünü arttırır.
  • Bu duruma ise kolaylaştırma denir.
  • Sinaptik iletimi sağlayan nörotransmitter maddelerin görevi sona erdiğinde ya geri emilir veya enzimlerle parçalanarak işlevsiz hale getirilir.

 

İnsanda Sinir Sistemi

  • İnsan sinir sistemi, merkezi ve çevresel sinir sistemi şeklinde ikiye ayrılır.

 

sinir-sistemi-semasi

 

1- Merkezi sinir sistemi

  • Merkezi sinir sistemi temel olarak beyin ve omurilikten meydana gelir.
  • Her iki organ da hassas bir yapıda olduğundan bu organlar meninges zarları ile çevrelenerek korunur.

 

meningez-zarlari-sinir-sistemi

 

  • Üç tabakalı yapıya sahip olan meninges zarları dıştan içe sert, örümceksi ve ince zarlardan oluşur.
  • Dıştaki sert zar beyin ve omuriliği koruyan en sağlam zardır.
  • Ortadaki örümceksi zar bağ doku yapılı olup sert ve ince zarı bir arada tutar.
  • İnce zar bol miktarda kan damarı içerir.
  • İnce zar beyin ve omuriliği sararak bu iki organın beslenmesini sağlar.
  • İnce ve örümceksi zar arasında yer alan beyin omurilik sıvısı (BOS) beyin ve omuriliği fiziksel etkilere karşı korur.
  • BOS, merkezi sinir sistemi iyon derişimini dengeler.

 

Beyin

  • İnsan beyni ön, orta ve arka beyin şeklinde üç bölümde incelenmektedir.

 

beyin-sinir-sistemi

 

1- Ön beyin

  • Beyinde en çok yer kaplayan ön beyin, ve ara beyin şeklinde iki bölümde incelenir.
  • Ön beyin beynin %80‘ini kapsamaktadır.

a- Uç beyin (Beyin kabuğu)

  • İki yarım küreden meydana gelen uç beyinde yer alan sinir hücrelerinin dendritleri dışa dönüktür.
  • Bu durum beyin kabuğunun (Korteks) gri (Boz) renkte görünmesini sağlar.
  • Uç beyinde aksonlar içe dönüktür

 

uc-beyin-sinir-sistemi

 

Beyin lopları ve görevleri

1- Ön (Frontal) lop

  • Karar verme, plan yapma, konuşma, çizgili kasların kontrolü ve bir şeye konsantre olma.

2- Yan (Paryetal) lop

  • Anlama, duygu ve düşüncelerin oluşumu, yorum yapma, deri ve kasın uyarıları algılaması.

3- Arka (Oksipital) lop

  • Görsel bilgilerin işlenmesi, görüntü hafızasının diğer duyular ile ilişkilendirilmesi, gözün odaklanması sırasında hareketlerin algılanması.

4- Şakak (Temporal) lobu

  • Duyulanların yorumlanması ve işitsel – görsel hafıza.

 

beyin-loplari

 

  • Beynin iki yarım küresini bir arada tutan altta nasırlı cisim üstte ise beyin üçgeni yer alır.
  • İki beyin yarım küresini enine ayıran rolando yarığının üst bölümünde motor, alt bölümünde duyu merkezleri yer alır.
  • Beyin kabuğunun dış bölümü kıvrımlı yapıya sahiptir.
  • Bu kıvrımlar nöronlar arası bağlantıların daha fazla kurulmasını ve beyin kapasitesinin artmasını sağlar.
  • Uç beyin bilinçli davranışların kontrol edildiği bölgedir.
  • Bu bilinçli davranışlara konuşma, yazı yazma, yürüme, öğrenme, değerlendirme yapma gibi faaliyetler örnek olarak verilebilir.
  • Hafıza, zeka, hayal kurma, rüya görme gibi soyut kavramların merkezi yine uç beyindir.
  • Uç beyin aynı zamanda duyu organlarının etkinlik kazandığı merkezdir.

b- Ara beyin

  • Ara beyin, iki beyin yarım küresi arasındaki bölümde yer alır.
  • Ara beyin kendi içinde üç bölümden meydana gelir.
  • Bu bölümler epitalamus, talamus ve hipotalamustur.

Epitalamus

  • Epitalamus ara beyin bölümlerinin en üstte olanıdır.
  • Epifiz bezi, epitalamustan oluşmuş bir yapıdır.
  • Epifiz bezinin salgıladığı melatonin hormonu, biyolojik ritim ve üreme sistemi faaliyetleri üzerinde etkilidir.
  • Epitalamus aynı zamanda destek hareket sistemlerinin kontrolü ve duyuların oluşumu üzerinde etkilidir.

Talamus

  • Talamus, duyu organlarından çıkan sinirlerin (Koku sinirleri hariç) toplandığı, değerlendirildiği ve beynin ilgili bölümüne yönlendirildiği merkezdir.
  • Talamus stres durumunda (Korku, heyecan, endişe) yüz mimiklerinin kontrolünü sağlar.

Hipotalamus

  • Hipotalamus, homeostaziyi sağlamada çok önemli görevler alır.
  • Hipotalamus, otonom sinir sistemi üzerinde de etkilidir.
  • Hipotalamus, vücut karbonhidrat ve yağ dengesini, açlıktokluk, uykuuyanıklık durumunu, üreme sisteminin düzeni ve olgunlaşmasını kontrol etmektedir.
  • Hipotalamus, bağlı olduğu hipofiz bezi hormonlarının bir bölümünü üretir ve bu hormonların salgılanmasını kontrol eder.

2- Orta beyin

  • Orta beyin ön ve arka beyin arasındaki bağlantıyı kurar.
  • Orta beyin, ışık miktarına göre göz bebeği büyüklüğünün ayarlanması, duyulan sese tepki verme gibi refleksleri kontrol eder.
  • Çizgili kaslar, aktif olarak kullanılmadığı durumlarda bile en düşük seviyede kasılıdır, bu duruma kas tonusu denir.
  • Orta beyin kas tonusunu kontrol eder.
  • Kas tonusu vücut duruşunu belirler.
  • Orta beyin hücreleri dopamin salgılar.
  • Dopamin eksikliğinde parkinson hastalığı ortaya çıkabilir.

 

orta-beyin

 

3- Arka beyin

a- Beyincik

  • Beyincik, beyin gibi iki yarım küreden oluşur.
  • Beyincikte boz madde dışta, ak madde içtedir.
  • Ak madde, beyinciğin iç bölümünde dallanmalar yapmıştır.
  • Oluşan bu görüntüden dolayı beyinciğe hayat ağacı da denir.

 

beyincik-sinir-sistemi

 

  • Beyincik, çizgili kasların düzenli çalışmasını sağlar.
  • Beyincik, beyinde yer alan görme merkezinden ve iç kulaktaki yarım daire kanallarından gelen uyarıları değerlendirerek çizgili kasları kontrol eder ve vücut dengesinin korunmasını sağlar.
  • Beyinciği zarar görmüş veya beyinciği tam gelişmeyen kişilerde denge kurma sorunları ortaya çıkar.

b- Pons (Varol köprüsü)

  • Pons, memeli canlılara özel bir organdır.
  • Pons, beyincik yarım kürelerinin arasındaki bağlantıyı kurar.
  • Ponsun işlev bozukluğu durumunda kişi koma durumuna girer.
  • Pons, omurilik soğanı ile birlikte solunumu kontrol eder.
  • Pons, bilinçaltını kontrol eder.

 

pons-sinir-sistemi

 

c- Omurilik soğanı

  • Omurilik soğanı, omuriliğin beyine yakın son bölümünü oluşturur.
  • Omurilik soğanı omuriliğin devamı gibi olduğundan, ak maddesi dışta boz maddesi ise içtedir.
  • Omurilik soğanı, beyin ve omurilik arası bağlantıyı kurar.
  • Sol beyinden çıkan sinirler vücudun sağ tarafını, sağ beyinden çıkan sinirler ise vücudun sol tarafını kontrol eder.
  • Bu sinirlerin çaprazlanarak düğüm (Hayat düğümü) oluşturdukları merkez omurilik soğanında yer alır.

 

omurilik-sogani-sinir-sistemi

  • Omurilik soğanı sistemlerin (Dolaşım, sindirim, solunum) çalışmasını sağlar.
  • Omurilik soğanı hapşırma, öksürme, kusma, esneme gibi refleksleri kontrol eder.
  • Beyin sapı: Orta beyin + Pons + Omurilik soğanı

 

beyin-sapi

 

Omurilik

  • Omurilik, omurgamızı oluşturan omur kemiklerinin ortasındaki boşlukta uzanan sinir kordonudur.
  • Omuriliği meninges zarları ve BOS sıvısı korur.
  • Omurilikte ak madde dışta boz madde ise içtedir
  • Boz maddede ikişer adet ön ve arka boynuz yer alır.

 

omurilik

 

  • Omurilik sinirlerinin arka boynuza giren kısmına arka (Dorsal) kök, ön boynuzdan çıktığı kısma ise ön (Ventral) kök denir.
  • Duyu sinirlerinin aksonları arka kök ile bağlantı kurar.
  • Motor sinirler ise ön kökten çıkmaktadır.
  • Otonom sinir sisteminin sinir merkezleri yan boynuzda ye alır.
  • Duyu ve motor nöronlar, boz maddedeki ara nörona bağlıdır.
  • Omuriliğin iki temel görevinden birisi beyin ile tepki organları arasındaki sinirsel iletimi sağlamaktır.
  • Omuriliğin diğer görevi alışkanlığa bağlı hareketleri denetlemektir.

 

refleks-sinir-sistemi

 

Refleks

  • Refleks, uyarılara karşı verilen istem dışı tepkilerdir.
  • Refleks sayesinde insan, etrafından gelen tehlikelere karşı kendini korur, iç ve dış uyarılara uygun tepkiler verir.
  • Sağlıklı bir insanın refleks mekanizması da sağlıklıdır.
  • Refleks yayı duyu, ara ve motor nöronların devrede olduğu refleks türünü açıklar.
  • Örneğin elimiz yandığında derimiz bunu algılar. Duyu nöronu algılanan bu uyarıyı ara nörona iletir. Uyarı ara nörondan motor nörona oradan da kolumuzdaki çizgili kasa iletilir ve elimizi geri çekeriz.
  • Elimizi çekme ile sonuçlanan bu reflekste beyin devrede değildir.
  • Çok kısa bir süre sonra uyarı beyne de iletilir ve elimizde yanma hissi oluşur.

 

refleks-yayi

 

Refleks çeşitleri

1- Kalıtsal refleks (Doğuştan gelen refleks)

  • Kalıtsal refleks, öğrenme şartına bağlı olmaksızın, doğuştan sahip olduğumuz reflekstir.
  • Örneğin süt emme ve tutunma refleksi.

2- Kazanılmış refleks (Şartlı refleks)

  • Şartlı refleks, öğrenme aşaması olan reflekstir.
  • Öğrenme faaliyeti, alışkanlık haline gelene kadar beyin kabuğu kontrolündedir.
  • Hareket, alışkanlık haline geldiğinde kontrol artık omuriliktedir.
  • Piyano çalma, bisiklet kullanma, yüzme şartlı reflekse örneklerdir.
  • Basit refleks ara nöronun devrede olmadığı reflekstir.
  • Örneğin, diz kapağının altına vurulduğunda duyu nöronu bu uyarıyı doğrudan motor nörona iletir.
  • Motor nöron aldığı uyarıyı bacak kasına iletir ve tepki verilir.
  • Bu olayda uyarı deri tarafından alınır ve değerlendirilmesi için beyne iletilir.
  • Uyku sırasında talamus devrede olmadığından, verilecek uyarılara karşı oluşan reflekslerde beyin devreye girmeyebilir.
  • Hayati bir durum söz konusu olduğunda beyin, refleksin gerçekleşmesine engel olabilir.
  • Örneğin ip cambazı, yükseğe gerilmiş bir ipte yürürken daha önce yerleştirilmiş sivri bir cisme habersiz bir şekilde bastığında acı hissetmesine rağmen ayağını çekmez.
  • Refleks oluşumunda görev alan omurilik sinirleri hasar gördüğünde felç durumu görülür.
  • Yapılacak alıştırmalar ile belli bir seviyede hasar görmüş sinirler uyarılarak eski etkinliklerine kavuşturulur.

 

2- Çevresel sinir sistemi

  • Çevresel sinir sistemi, vücudumuzda beyin ve omurilik haricindeki sinirlerin (Duyu ve motor) ve bu sinirlerin gövdelerinden oluşan düğümlerin (Ganglion) bir araya gelmesi ile oluşan sinir sistemidir.
  • Çevresel sinir sistemi aldığı uyarıları merkezi sinir sistemine, merkezi sinir sisteminden aldığı uyarıları ise ilgili organ veya dokulara aktarır.
  • Çevresel sinir sistemini oluşturan sinirlerden 12 çifti beyinden, 31 çifti ise omurilikten çıkmaktadır.
  • Beyinden çıkan sinirlerden 10.’su vagus siniridir.
  • Vagus siniri iç organlarımıza bağlıdır ve bu organların çalışmalarını düzenler.
  • Omurilikten çıkan ve bacaklara giden siyatik siniri  vücudumuzun en uzun siniridir.
  • Çevresel sinir sitemi somatik ve otonom sinir sistemi şeklinde ikiye ayrılır.

 

cevresel-sinir-sistemi

 

a- Somatik sinir sistemi

  • Somatik sinir sistemi, istemli hareketlerin ve tepkilerin kontrol edildiği sinir sistemidir.
  • Somatik sinir sisteminin nöronları miyelin kılıfa sahip olduğundan bu sinir sisteminde uyarı iletimi hızlıdır.
  • Somatik sinir sitemi nöronlarının dendritleri merkezi sinir sitemine bağlı iken, aksonları çizgili kaslara bağlıdır.
  • Somatik sinir sistemi yürüme, okuma, resim yapma gibi istemli yapılan davranışları denetler.

b- Otonom sinir sistemi

  • Otonom sinir sistemi, vücudumuzda kontrolümüz dışında meydana gelen olayları denetler.
  • Otonom sinir sistemi aynı zamanda iç organların ve bazı salgı bezlerinin çalışmasını kontrol eder.
  • Otonom sinir sistemi beyin ve omurilikten çıkan ve miyelin kılıfa sahip olmayan sinir hücrelerinden oluşur.
  • Otonom sinir sistemi nöronları, bağlı oldukları organ veya bezlerin çalışma hızını ayarlar ve böylece bu sinir sistemi homeostazinin korunmasında etkili olur.
  • İstemli davranışlar yerine getirilemese bile otonom sinir sisteminin çalışması durumunda yaşam (Bitkisel hayat) devam eder.

 

Sinir sistemi hastalıkları

Multipl skleroz (MS)

  • MS, beyin ve omurilik sinirlerinin miyelin kılıflarında meydana gelen tahribat sonucu sinirsel iletimde meydana gelen iletim bozukluğudur.
  • MS, iltihaplı rahatsızlıkların uzun sürmesi ile ortaya çıkar.
  • Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması bu hastalığın görülme riskini azaltmaktadır.

Alzheimer

  • Alzheimer, yaşlılığa bağlı olarak beyin hücrelerinde görülen protein birikimi sonucu meydana gelen hücre ölümleridir.
  • Alzheimer hastalığının ilk belirtileri hafıza kayıpları şeklinde ortaya çıkar.

Parkinson

  • Parkinson, beyin hücrelerinde yaşanan işlev bozukluğu veya beyin hücresi ölümleri sonucu, sinirler arası iletimi sağlayan dopamin hormonunun azalması veya üretilememesi sonucu ortaya çıkar.
  • Parkinson, iskelet kaslarının düzenli çalışmasında sorunlara yol açar ve engellenemeyen titremelerin görülmesine neden olur.

Depresyon

  • Depresyon, beyin ve bağırsaklarda üretilip salgılanan serotonin hormonunun yetersizliğine bağlı olarak gelişen duygu durum bozukluğudur.
  • İnsanların karşılaşabileceği travmatik (Akraba kaybı, kötü giden iş hayatı, stres) durumlar sonrası gelişme riski daha fazladır.
  • Karamsar ruh hali, çevreye karşı olan ilgisizlik, yorgunluk, uykusuzluk, sinirlilik gibi belirtilerle kendini gösterir.
  • Depresyon ilaç ve terapilerle düzelebilen bir hastalıktır.

Epilepsi (Sara)

  • Epilepsi, beyin fonksiyonlarının yerine gelmesinde etkili olan düşük seviyeli elektriksel akımda meydana gelen ani artışlarla ortaya çıkmaktadır.
  • Bu artış sonucu beyin nöronlarında meydana gelen aşırı uyarım, epileptik nöbetlerin (Titreme, bayılma) geçirilmesine sebep olmaktadır.
  • Beyin metabolizmasını bozan alzheimer, damar tıkanması veya tümörler, epileptik nöbetlerin geçirilmesine sebep olur.